Merhaba arkadaşlar, biz sizlere farklı bütçelerle Ankara’da yapılabilecek aktivitelerden birkaçını gösterdik ve bununla ilgili bilgilendirici bir blog hazırladık.
Öncelikle düşük bütçeli aktiviteleri gerçekleştirdik. Doğrusu bu bizim için daha keyifliydi. Üç kafadar sabah erkenden okulda buluştuk. Dolmuş ile Tunalı’ya gittik, Can abide Ankara’nın kavruk taze simidini yedik, kahvaltımızı yaptık. Kuğulu Park’ta küçük bir gezi yapıp Tunalı Hilmi Caddesi'ni de boydan boya yürüyerek gezdik. Oradan yine dolmuş ile Atamızı AnItkabir'de ziyaret ettik, saygı duruşunda bulunduk, duygulandık. Daha sonra yine dolmuş ile Bahçelievler 3. Cadde'de bulunan Kebo'ya öğlen yemeğine gittik. Kebo meşhur bir Antalya dönercisi, enfes tavuk döner yapıyorlar ayrıca ikram olarak patates kızartmasını da kaptık. Daha sonra Sim Dondurmacısı'nda tatlı krizimizi bastırdık. Tok karnımızla Ankara Kalesi'nin yolunu tuttuk. Meşhur kalenin merdivenlerini tırmanarak aldığımız kalorileri yaktık ve zirveden Ankara'nın manzarasını izledik, hatıra fotoğrafı çektirdik. Antik çarşıda eski Ankara evleri arasında gezdik. İyice yorulduktan sonra son durağımız Atatürk Orman Çiftliği'ne doğru yola çıktık. Dürüm döner ve kokoreç yedik, ayranın verdiği rehavetle günümüzü burada sonlandırdık. Hafta sonu olması sebebiyle dolmuş yolculuklarımız tenha ve rahat geçti. Pazar günü ise biraz daha lüks duraklarımız vardı. Yüksek bütçeli günümüze arkadaşımız doğaların evinden hareket ederek başladık. Çukurambar Sütüşe kahvaltıya gittik, güçlü bir kahvaltıyla güne başladık. Daha sonra yine çukurambarda bulunan next levela big chefse gittik, serinlemek için birşeyler içtik. Avmyi gezdik, bir kaç parça birşeyler aldık. Daha sonra Ankara atlıspor klubune gittik. Şansımıza musabakaya denk geldik, oldukça keyifli ve heyecanlıydı... Yavuz binicilik sporuna ilk adımını attı. Oradan sonra tepe primeda bulunan özler dönere gittik ve öğlen yemeğimizi yedik. Daha sonra yeniden next levela giderek sabah duyum alıp gitmeye karar verdiğimiz zeki küçükdoğanım sergisine gittik. Son olarak günaydında akşam yemeğimizi yedik. İşletme müdürü erdoğan hazan ile tanıştık, röportaj yaptık. Dolu dolu bir gün geçirdik. Bu iki gün bizi blogumuz için başka yerler gezmeye görmeye teşvik etti. Dolu dolu iki gün geçirdik. Aklımızda blogumuzu geliştirmek için bir çok fikir oluştu. Artık gezerken daha çok sorgulayarak ve profesyonel olarak gözlem yapıyoruz. Bizden şimdilik bu kadar.
0 Yorumlar
Merhaba sevgili Ankaraseverler. Birçoğumuz Ankaranın konumundan ve yaşayan insan kitlesinden dolayı yiyecek yerlerinin ve eğlenilecek yerlerin çok kısıtlı ve az olduğundan yakınır, ancak Ankara'da yaşamayan Ankara'nın özellikle son on yıldır çok daha renkli sosyal yaşantısını ve Ankara'nın insana "iyi ki bu şehirde yaşıyorum" dedirten güzelliklerini bilemez. Bu blogda Ankara'nın tarihi, kültürel ve günlük sosyal hayatından sizlere bahsedeceğiz... Peki biz kimiz ve neden böyle bir konu üzerinde çalışmayı seçtik? Biz 3 arkadaş (Can Erdoğan, Yavuz Topçuoğlu, Doğa Akçay) Bilkent Üniversitesi'nde okuyan Ankara sevdalısı gençleriz. Hepimiz birbirimizden ayrı eğlenceli, tatlı ve zeki çocuklarız diye düşünüyoruz... Bu özelliklerimizin dışında da en büyük ortak noktamız yemeğe olan sevdamızdır. Buradan yola çıkarak Ankara'nın çeşitli yerlerinde, değeri bilinmeyen, birbirinden farklı fiyatlarda ve konseptlerdeki lezzetlerimizi tatmak için yola çıktık. Bu blogda sizinle her bütçeye uygun pek çok seçeneği paylaşacağız. Üç kafadar birlikte gezdiğimiz her mekanı sizlere fotoğraflar, videolar söyleşilerle sunacağız. Bizim gözlüğümüzden aktardıklarımızla Ankara'yı tanıyınca inanın siz de Ankara'yı bizim kadar seveceksiniz. |